Kırık Kanat - Çizgi Roman İnceleme


 İlk elime aldığımda "Kırık Kanat" benim için bir şey ifade etmiyordu. Bunun sebebi de oldukça basit. Daha orta okul dönemimden itibaren Spider-man  çizgi romanları ve sonrasında süper kahraman temalı çizgi romanlarla etrafım sarılı iken Kırık Kanat tarzı grafik romanlara bakma fırsatım çok olmamıştı. Bu sebeple neyle karşılaşacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Haziran ayının yağmurlu geçtiği ve evden çıkmanın mümkün olmadığı şu günlerde raslantısal bir şekilde elime geçen “Antonio Altarriba ve Kim” imzalı Kırık Kanat esaret altında geçen zamanlarımda imdadıma yetişti. Başta belirttiğim gibi ön yargılı bir şekilde başlayan bu yolculuk yerini sayfalar ilerledikçe keyfe ve hayranlığa bıraktı. Bu duygu yoğunluğu yüksek ve aile bağlarının en derinden işlendiği eser bende yapmam gerekenleri tekrar gözden geçirmem gerektiğini hissettirdi. Bunlardan biri de annem ve anneannemle uzun uzun konuşmak. Tonyin’in çaresizliğini görmek, en yakını sandığı kişinin geçmişi hakkında çok az bilgisi olması ve daha da kötüsü merak etmeyişi okur olarak kendime çeki düzen vermem gerektiğine dair önemli gördüğüm mesajlardan sadece biri. Şimdi Kırık Kanat çizgi romanını övme işini sona bırakalım ve bizi bu sımsıcak hikayede neler bekliyor kısaca anlatalım.

 Eser “Petra” isimli İspanyol bir kızın çocukluktan yaşlılık dönemine kadar olan zaman dilimini sakin bir şekilde, yaşadığı coğrafyanın politik olaylarını da es geçmeyerek (Franco dönemi, suikastler, düzen taraftarları , muhalifler) bir bir anlatıyor. Petra’nın hayatına giren önemli kişilerde bölüm araları kapak sayfası olarak bize tanıtılıyor ve hikayede önemli yer tutuyorlar. Bu kişiler babası Damien; Petra’yı hayatı boyunca bir sırla yaşamak zorunda bırakıyor. Esere ismini de veren bu sırrı ben de burada size açıklamayacağım, çizgi romana sahip olmadan öğrenmenizi istemiyorum. Daha sonra taşradan kente göçen Petra’nın hayatı Juan Bautista ile kesişiyor. Bu bölümlerde daha fazla siyasi olaylara tanık oluyoruz ama her seferinde bu siyasi olaylar arka plan olarak kalmaya devam ediyor. Petra’nın onu hiç bırakmayacak olan kusurunu kimselere, hatta kendisine bile hiç hissettirmeyerek azimli bir şekilde çalışması ve artık kişiliğine oturmuş  yardımseverliği yürekleri ısıtıyor. Petra ile tanışmak ve onun o koca yüreğini gördükten sonra ellerinden öpme isteğimi bende dizginleyemiyorum. Petra daha sonra kocası olacak Antonio ve şans eseri karşılaştığı Emilio ile hikayesini tamamlıyor. 254 sayfalık bu zevkle okuduğum eser 2 günde bitti ve ben bu tanıtım yazısından sonra çizgi romanı doyamamanın verdiği yetkiyle tekrardan okumayı planlıyorum. Bir kez daha dünyasına girmek istediğim bir evren yaratmış Altarriba. Üstelik kendi annesinin hikayesi olduğunu romanın sonunda öğrenmem ve “Uçma Sanatı” ve “Ben Katil” isimli başka eserlerinin de olması beni daha da heyecanlandırdı. Güneşli bir havada deniz kenarında okunacak bolca hikaye beni şimdiden heyecanlandırıyor.


 Hikayesi Kırık Kanat’ın en önemli artısı. 3 senede “Uçma Sanatı”nı çizen Kim’in Kırık Kanat için döktürdüğünü söylemem gerek. Sadece bazı harf hataları var, redaksiyon kısmında halledilebilirdi ama o da aldığım haz ve keyif yanında hiçbir anlam ifade etmiyor. Kapak tasarımı daha albenili tasarlansa dikkat çekermiş gibi geliyor bana. Şayet bu çizgi roman hakkında bilgisi olmayan okurun, eseri rafta gördüğü zaman ilgisini çekmeyebilir. Tabi tüm bu ayrıntılardan sıyrılıp Kırık Kanat’ın elime geçmesi, yıllardır ufak bir adada bulunmayı bekleyen korsan hazinesini bulmak kadar sevindirdi beni. Bu sefer o hazine sandığından altınlar, mücevherler çıkmadı ama elime aldığım bu çizgi roman  tüm o mücevherattan daha değerliydi. Ben Petra’nın hayatına, oğlunun ve kocasının dahi bilmediği sırrına tanıklık etmiştim. İşte bu tüm o korsan hazinelerine değer…
Kırık Kanat Aylak Kitap yayın evi tarafından basılmakta. İlgili kitap evleri ve internet üzerinden edinilebilir. Keyifli okumalar…
(Bu yazı ilk olarak Sinegazete.net sitesinde yayınlanmıştır)

Yorumlar

Popüler Yayınlar