One Piece Filmleri


One Piece Animesinin Filmleri Olduğunu Biliyor Muydunuz?

 One Piece”in sizce nesi meşhurdur; Şeytan meyvesi mi, teorileri mi, savaşları mı, dostluğu ele alışı mı? Listeyi bilerek uzatmıyorum, yoksa giderde gider. Her izleyen için farklı anlamlar barındıran, türünün tek örneğidir. Dünyanın en çok izlenen, mangası en çok okunan (en çok para basan) yapım olma özelliğini taşıyan One Piece’e bizde vakti zamanında vurulduk. Orta okul yıllarında Star TV kanalında başlayan bu birliktelik (*Sanji karakterinin sigara içiyor olması sebebiyle Televizyondan kaldırılmıştır. -Rtük işbaşında) şu zamana kadar sürmektedir, varın siz hesaplayın. İki kere Animeyi baştan sona izleyip bitirmişliğim vardır. Bakmayın bitti dediğime, güncel bölüme kadar izledim. Yoksa ufukta bitiş gözükmüyor. Teorilerden biride zaten “Eiiçiro Oda”nın (One Piece çizeri) bu animeyi bitirip bitiremeyeceği üzerine yapılıyor. Malum 20 yılı deviren anime söylenenlere göre daha %60 civarında tamamlanmış. Yani kabaca hesaplarsak, aşağı yukarı 15 yıl daha sürecek gibi duruyor. Buda 43 yaşında olan Oda Sensei’nin 60 yaşına merdiven dayayacağı dönemlere tekabül ediyor. Dua edelimde Japonya da ki uzun yaşama istatistikleri güvenilir olsun. Riskli anlayacağınız; Kalpten küt diye gitse, ayağı bir taşa takılsa, ruhlar alemine göçse bu animeye ne olacak? İşte o teorilere dönüp baktığımızda deniyor ki; Vasiyeti vardır, yazmış olduğu ileriki bölümleri (mesela 2550.bölüm) kasasında saklıyordur, belirlemiş olduğu biri ona bir şey olunca çizimi devralacaktır gibi. Bunlardan biri umarım gerçektir ve teori olarak kalmaz yoksa hayatımızın kazığını yemiş olacağız büyük bir yarı da kalmışlık hissiyatı ile. Birçokları altın yumurtlayan tavuğu neden kessin, bilerek uzattıkça uzatıyor diyor. Fakat yarın anime final bölümünü yayınlayacak dense bunu diyen vatandaşlar hüngür hüngür ağlar, bundan da eminim. 824.bölümünü geçen hafta izlediğim One Piece’in birde pek fazla bilinmeyen filmleri var. Bu dosyada sizlere bu filmleri anlatacağım. Yeni bölümleri beklemekten sıkılanlar için bir nebze olsun bu bekleyişleri azaltacaktır. Şimdiden keyifli okumalar.


1.ONE PİECE: THE MOVİE

 Tam 18 sene önce yayınlanan bu film serinin ilk filmi olması yanında, ana hikayeyle alakalı bolca da ipucu barındırıyor. “Baratie” gemisine varmadan önceki dönemi içerir, haliyle “Sanji” henüz aralarına katılmamıştır. 2000 yılında çıktığından renkler, görüntü, karakter çizimleri çocuksuluğunu korumaktadır. Keskin hatlar henüz yoktur. Luffy, her zamanki şapşallığından bir şey yitirmemiştir. 50 dakika boyunca film bize ana hikayedeki o bitmek tükenmek bilmez yolculuğun tayfaya kattıklarını özetler. "Woonan”ın hazinesinin olmadığını gören tayfanın yüzündeki gülüş, zaten onların kazançlarının yaptıkları seyahatler olduğunu gösterir. Hazineleri yolda olma halidir. One Piece için; “Raftel” adasından sonra varacakları, altınlarla dolu bir ada diyenlere gülmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Ama “Gol D. Roger” in bir sandık içine zarf koyup eşek şakası yapacağını da sanmam. En mantıklısı denizlerde özgür olma hali gibi geliyor. Teoriler üstü bir son ile çıkarsa zaten Oda, Japonya Başbakanı falan olur. Milyonlarca One Piece okurunun tahmin etmediği bir sonu gerçekleştirmek Başbakan olmak ile kıyaslanır ancak.
 Filmin Antagonisti olarak “El Drago” adında kızıl saçlı, aslana benzeyen, (Luff kedi olduğunu düşünür) altından zırhı olan, pekte akıllı olmayan bir düşman vardır. Onu korsan kaptanı yapmasını sağlayan güçleri ise benzediği hayvanın ki gibi sert, sivri tırnaklar ve yediği şeytan meyvesi. El Drago; “Paramecia” şeytan meyvesi yemiştir ve güç kullanıcısıdır. Meyvesi “Goe Goe No Mi”dir (Ses dalgası meyvesi). Lazere benzer ses dalgaları bir hayli etkili olsa da saldırı esnasında açık hedef olması onun gardını düşürmektedir. Her korsanın sağ kolu olduğu gibi El Drago’nun da bir yardımcısı vardır. O zamanlar tayfa 4 kişi olduğundan, sırf “Zoro” ile kapışması için tasarlanmış karakter olan “Golass” ana seride karşımıza çıkan “Chaka” karakterinin prototipidir adeta. “Nami” ve “Usopp” bilindiği gibi final savaşlarını kombineden izleyen seyircilerdir her seferinde olduğu gibi. Kızılderili olduğu su götürmez Golass’ın anime’nin başları olduğu için çok güçlü bir kılıç ustası olduğunu düşünebiliriz; Zoro da ona methiyeler düzmüştür. Hatta güçlen ve tekrar görüşelim demiştir. Filmin gizemli karakteri Altın Korsan Woonan’a gelirsek; Korsanlar kralını andırdığını söyleyebiliriz. Başarılarla dolu serüvenler, gizli hazinesinin olduğu bir ada ve gerisinde bıraktığı efsaneler onu Gol D. Roger yapmasa da bana açıkçası anımsattı. Serinin takipçilerinin mutlaka izlemesi gereken bir film. Mümkünse ana seriye devam ederken, bölüm aralarına sıkıştırarak izlemelerini öneririm.

2.CLOCKWORK ISLAND ADVENTURE

 İlk filmden bir sene sonra çıkan ikinci filmde tayfamıza Sanji de katılmış. “Chopper”ın yaşadığı adaya gelmeden önceki zamanı anlatan bu filmde ekip yine başını belaya sokmaktan geri kalmıyor ama maceranın sonunda masum insanların yüzlerini güldürmeyi de başarıyorlar. Korsan olduklarına bin şahit ister! Adeta gönüllülük elçileri. Yine tam zamanında olmaları gereken yerdeler. Genellikle görmeye alışık olmadığımız bir an dikkatimi çekti; Zoro, ayağı kanayan Sanji’yi uyarıyor, onu önemsediğini belli ediyordu. Zaten ne kadar anlaşamaz gözükseler de birbirleri için canlarını ortaya koyarlar bana kalırsa. Kimileri için bu çok saçma gelebilir, ama yıllardır aynı gemide yaşıyorlar ve sürekli kavgalarını izlemekteyiz. “Kuma” hadisesinde yaptıklarını da biliyoruz. Yani ikilinin bu ufak nüansları One Piece fanları için nimet sayılır. Benim için aralarındaki samimi iletişimleri görmemiz bu filmin değerini yükseltiyor.
 “Going Merry” yi kaptıran tayfaya, iki hırsız kardeş olan “Borodo” ve “Akisu” eşlik ediyor. Ana hikâyede de birçok kez karşımıza çıkan ufak velet tiradını yine görüyoruz. Luff’nin “Shansk” ile olan anılarını depreştirdiği için hanesine bir artıyı daha ekliyor filmimiz. Tayfamızın karşısına bu sefer “Trump” korsanları çıkıyor. Luffy başta olmak üzere ekibimizi bir hayli zorluyorlar. Genelde hileye yönelik saldırıları olsa da, saldırı saldırıdır. 5 ana üyesi olan ekibin Zoro için tasarlanmış kılıç ustası “Pin Joker"; Edo hanedanlığı dönemi samuraylarını andıran dış görünüşü, yüzündeki façası ( Zoro kesmiş yüzünü ama bunu hatırlamıyor) ve kılıç kullanmadaki maharetiyle Zoro’nun karşına çıkan eski bir intikamcı. (Teorik olarak ilk karşılaşmalarında Zoro’nun zor durumda oluşunu kullanıp yeniyorda) “ Toge Toge” meyvesi yemiş “Boo Jack” dikenli zırhlarıyla tayfayı en fazla uğraştıran karakter oluyor. Sanji’nin ayağının kanamasına yol açanda o. Eşleşmede Sanji ile kozlarını paylaşıyorlar. Grubun bir diğer şeytan meyvesi kullanıcısı “Honey Quenn.” Toro Toro no mi meyvesini yemiş ve vücudunu sıvıya dönüştürebiliyor. Su içinde yüzüp yüzemediği ise merak konusu. Eğer diğer tüm meyve kullanıcıları gibi su içinde kütükse pekte etkili bir güç değil. “Logia” tipi olduğunu belirtmeliyim. “Skunk One “ ise sırtına taktığı aparat sayesinde etrafa gaz yayabiliyor. Tipik mucit kişilik. Usopp’un Ana seride dahil en ciddi savaşlarından birini yaptığı düşmanı oluyor. Son olarak Trump korsanlarının kaptanı ‘Bear King” var. “Kachi Kachi “ meyvesini yemiş ve vücudunu sertleştirebiliyor. O dönem Luff’nin ödülü 30.bin beli, Bear King’in 10.bin beli. Aralarında çokta uçurum yok. Zaten Luffy uzun bir süre Bear King’in savunmasını da geçemiyor. Bu özelliklerinin yanında istediği uzvunu ısıtabiliyor (Filmde elini ısıttığını gördük).
 Çıtayı bir tık daha yükselten filmde ilk filmden daha güçlü karakterler görmemiz diğer filmler içinde umut veriyor. Her seferinde yollarına güçlü rakipler çıkmasını isterim, hatta ana serideki gibi yenilip dağılmalarını bile görebiliriz. Çünkü One Piece evreninde çok tanık olduk Luff’nin yenildiğine. Baş karakterin herkesi yendiği bir seri değil bu neyse ki.

3. CHOPPER’S KİNGDOM ON THE İSLAND OF STRANGE ANİMALS

 Filmin adından da anlaşılacağı gibi Chopper tayfaya eklenmiş ve başkahraman olarak bu filmde arzı-endam etmekte. Hayvanlar Adasına rastlantısal olarak gelen tayfa, başlarına yine sorun açmaktan geri durmuyor. Bu hikâyede ilginç olan savaş eşleşmelerinin karışık olarak yapılması. Zoro kılıç ustası ile dövüşürken, Sanji geleneksek dövüş tekniklerinde uzmanlaşmış düşmanlarıyla kapışırdı. Ama bu sefer roller değişiyor; Sanji , ”Başkan Heaby” ile kapışıyor. Heaby’nin kemikten uzayan kılıcı ile baş etmek zorunda. Zoro’ya da dünyanın en güçlü tekmesini attığını iddia eden “General Hotdog” geliyor. 2.filmde olduğu gibi yine Zoro ve Sanji düşmanlarıyla dövüşleri bittikten sonra birbirlerini öven sözler söylüyorlar. Nami ve Usopp yine ayak işlerini görmekteler. Zayıf halka olma durumundan çıkamadılar bir türlü. Ana seride dahil görmediğimiz bir olay olan; Şeytan meyvesi gibi kullanan kişiye güç veren; “Hayvanlar Kralının Boynuzu” baş kötü “Butler”ın eline geçiyor. Şeytan meyvesi gibi katur kutur bu boynuzları yiyen Butler bence ana seride olmayı hak eden bir karaktere dönüşüyor. Bana kalırsa kolay harcamışlar bu karakteri. Ne abidik-gubidik karakterler gördük bu animede, çok orjinal bir güce sahip olan, form değiştiren bu düşmanı sık sık görmek isterdim. Chopper’ın tayfaya bağlanması adına da güzel gelişmeler oluyor. Keşke daha uzun yapsalar bu filmleri, süresinin kısalığından başka olumsuz bir yanı yok diyebilirim…



4.DEAD END ADVENTURE

 İstisnasız her filme koydukları ufak çocuk karakteri yine filmin ana misafiri olarak beliriyor. “Robin” Alabasta dan transfer olmuş. Diğer bölümler gibi, düşman korsanlarla teke teke çıkmıyorlar. Bu sefer kolektif olarak efor sarf ettiklerini görüyoruz. İlginç bir korsan yarışına tanıklık ediyoruz. Klasik seride de daha önce tayfanın yarışlara katıldığını görmüştük. Sanji karakteri hakkında önemli nüanslar bizi bekliyor. Günceli yakalayanlar demek istediğimi anlayacaktır. Bayanlara niçin bu kadar kibar davranıyor yada bu karşılıksız iyilik yapma durumumun kaynağının ne olduğunu zaten son bölümlerde görmüştük. Karaktere derinlik katan bu ince nüanslar, çizerin her detayı ilmek ilmek ördüğünün belirtisi. Zaten tayfada geçmişi doğru düzgün bilinmeyen, sisler arasında kalmış olan kişi Sanji idi. Bu sislerin dağılışını görmek sevindirici. Bölümün kötüsü; eski Donanma Genarali olan “Gasparde.”  Bu aklını kaçırmış, egoist herif bize ilkleride yaşattı; mesela Luffy az kalsın yeniliyordu ( Sanji tüyo vermese kaybedecekti), hasır şapka hasar gördü. Şapkayı kaybettiğini sanıp ağladını gördük Luffy’nin. Bu bana şunu düşündürttü; Şapka sonuçta bir simge, Shanks ile buluşmak için bir bahane. “Marineford” savaşında Shanks zaten eline eski şapkasını aldı. Demek istediğim mistik bir anlam yüklememek lazım şapkaya. Bizdeki “Kavuk” gibi bir kültürel değeri var. Gol D. Roger’den Shanks’a, ondan da Luffy’ ye geçiyor. Belki Roger birinden aldı, belki de Luff başka birine teslim edecek… İzleyerek göreceğiz.


5.ONE PİECE: THE CURSED HOLLY SWORD

 En kanlı sinematik One Piece bölümü ile karşı karşıyayız. İlk sahneden filmin kötüsü insanları kılıcıyla ikiye bölüyor. Yayınlandığı bazı ülkelerde o sahneler sansüre uğramış. 500 bölümde sadece iki kişinin öldüğünü düşünürsek, One Piece evreninde alışık olmadığımız bir şey. Bu filmde Zoro ile Sanji’nin dövüşünü görüyoruz. Sürekli aralarında kim güçlü kıyası yapılan bu iki üst düzey güçlere sahip adamın, hiçbir zaman ciddi bir şekilde dövüşmeyeceğini, bu sebeple kıyas yapmanın beyhude olacağını düşünüyorum. Ama yine de Zoro- Sanji kapışması seyretmeleri bazı izleyicileri heyecanlandırabilir (Kimi teorilere göre Eiiçiro Oda bu iki karakterden birini son bölümlere doğru öldürecek deniyor, hem de birbirlerini hiç sevmeyen, sürekli tartışan bu ikisinin birbirlerini kurtarırken öleceği tahmin ediliyor ) . Zoro ilk defa bu filmde başrolü alıyor ve filmin Antagonisti ile kendi dövüşüyor. Bunun sebeplerinden biri de baş kötü “Saga”nın Zoro’nun çocukluk arkadaşı olması. Saga karakterinin sihirli kılıcı’nın  “Şahingöz Mihawk”ın kılıcına benziyor oluşu gözümden kaçmadı. 5.film süre olarak en uzun olanı ama ne yalan söyleyeyim yer yer sıkıldım da. Ama siz bana bakmayın One Piece müptelaları silip süpürecektir bu Eiiçiro Oda nimetlerini.


6.BARON OMATSURİ AND SECRET İSLAND

 Animasyon stili, karakter çizimleri ve hikayesiyle animeden oldukça farklı bir yol çiziyor 6.film. Oda Sensei bu filmin hikayesini oldukça sevmiş. Final savaşı haricinde ekibin amatörce hallerine açıkçası ayar oldum. Belli bir seviyede olan Hasır Şapka Korsanlarının “Yonkou”lar kadar olmasa da onların bir tık aşağı seviyesinde güç göstermelerini bekliyorum artık. Haliyle Korsanlar Kralı olacak bir kaptanın “Nakama”ları onun kadar güçlü olmak zorunda. Başarısızlığı “Sabaody” adasında bırakmış olmaları gerekiyor. Şişe içine konulmuş bir mesaj ile “Omatsuri” adasına yolculuk başlıyor. Baştan belli zaten bir bit yeniği olduğu adada. “Davy Back “oyunu tarzı yarışmalar düzenleniyor. Davy Back yarışmasının kimler tarafından bulunduğu, ne zaman oynanmaya başlandığı bilinmiyor bildiğiniz gibi. Kazananın; kaybeden korsan gemisinden istediği tayfayı aldığı, kaybedenin büyük güç kaybettiği pişmanlıklar oyunu adeta. 306.bölümde “Foxy” korsanları ile Hasır Şapkalar bu oyunu oynamış ve “Chopper”ı rakibe vermek zorunda kalmışlardı. Bu sefer Omatsuri adındaki, sırtında zambak bitkisi bulunan garip görünümlü bir adamın, kurallarını kendi koyduğu garip yarışmalarına katılıyorlar. Her oyun sonunda tayfa hiç olmadığı kadar birbiriyle anlaşamaz hale geliyor. Sonrası yine Luffy’nin başlarına açtığı belayı alt etmeye çalışması olarak özetlenebilir. Sanji’nin “Mellorin” çığlıkları, Usopp’un korkudan kaçacak delik araması, Chopper’ın şirinliği yine bildiğimiz gibi. Film bize hiç görmediğimiz, bilmediğimiz bir şey vermiyor. Tayfadakilerin geçmişini gösterseler mesela daha anlamlı olabilir yada Luffy’nin babası hakkında, abileri hakkında “Spinn Off”lar beklentilerimizi karşılayabilir. Ama baştan sonunu tahmin edebildiğimiz filmler yapılmaya devam ediyor. Anime’nin bazı bölümlerini yıllar geçse de hala açar izlerim ve ilk izlediğim etkileri yaşamaya devam ediyorum. “Going Merry”ye veda ettikleri bölümde hep ağlamışımdır, Marineford savaşı bölümlerine başladığımda, 10-15 bölüm izlemeden bırakamam. Ama Live Action filmlerini tekrar tekrar izleyeceğim ihtimalini pek düşünmüyorum (İnceleme yazısı yazacağımdan bir sefer daha izlemiş oldum tüm filmleri).


7.Mega Mecha Soldier Of Karakuri Castle

 Altıncı filmdekine benzer şekilde yolları yine bir adaya düşüyor Hasır şapka tayfasının. Bu sefer rivayetlere konu olmuş “Altın Taç”ı bulmak niyetindeler. Luffy’nin “İkinci Düzen” saldırısı bu filmde yavaş yavaş meydana çıkıyor ve sistematiği hakkında az da olsa bilgi veriliyor ( Steroid basma düzeni). Chopper’ın “Seiyuu”su doğum yaptığı için ona doğum izni verilmiş ve yerine başkası Chopper’ı seslendirmiş. Filme denk gelmesi üzücü, üstelik en sevilen seslendirmelerden ilk üçe girecek birinin yerine başkasının seslendirmesi ve onun yerini dolduramaması tam anlamıyla facia olmuş. İzninin bitmesini bekleselerdi! Animede de Robin’i kurtarmaya gittikleri “Enies Lobby” arcında da 3-4 bölüm yine başkası seslendirmişti. Kabul edilemez! Japonya da özel günlerde, törenlerinde/bayramlarında tatil etmesini, ertelemesini biliyorlar animeyi; Seiyuu’ya bir şey olduğunda da devam etmeyecekler. 20 yılı devirmiş bir animenin kırmızı çizgisi olmalı. Alıştık sonuçta seslere. Yeni bir anime olsa anlarım çokta etkilemez ama dediğim gibi bahsettiğimiz en uzun serilerden birisi. Haliyle kulak tırmalayıcı olabiliyor yıllardır alıştığımız bir sesi başkasının seslendirmesi. “Zou” adasına bire bir gönderme var. Keşke yüzen ada konsepti bir kere yapılsaymış; tekrar tekrar benzerlerini görmek kabak tadı veriyor. Bunlar haricinde düşmanların çerezlik olması ve akılda kalıcı karakterler yaratılamamış olması filmin eksik yönleri. Filmler arasında en güzel kapanışa sahip bölüm benim için. Bu sebeple bile izlenmeye değer.



8.EPİSODE OF ALABASTA: THE DESERT PRiNCESS AND THE PİRATES

 Bu 90 dakikalık 8.film, ana seride izlediğimiz Alabasta bölümünün aynısı. Kolaj haline getirilip tekrar önümüze sunmaları bir hayli ilginç ve manasız olmuş. Bölüm-bölüm olarak izlediğim şeyi tekrar film olarak izlememin hiçbir mantığı yok. Pazarlama stratejisi olarak yapıldığı ortada. Tutmamış olacak ki bir daha böyle bir yöntem izlenilmemiş. Luffy’nin en heyecanlı karşılaşmalarından biri olan, “Crocodile” ile kapışmasını bir kez daha izlemek isteyenler için tercih sebebi olabilir. Geleceğe not düşmek istiyorum; Günceli takip edenler bilir, tayfa “Wano” adasına gidiyor ve muhtemelen orada Yonkou “Kaido” ile savaşacaklar. Bu zorlu savaşlarında eski düşman Crocodile’ın Luffy’ye yardım edeceğini ve ölüp misyonunu tamamlayacağını düşünüyorum. “Ace”i görmekte hüzünlenmenize sebep olabilir. Animeler tarihinde, çok az gözüküp, kült mertebesine ulaşan az sayıdaki karakterden biri olsa gerek kendisi. Saygıyla analım…




9.EPİSODE OF CHOPPER: THE MİRACLE WİNTER CHERRY BLOSSOM

  8.film yazısında bir daha böyle bir yöntem izlemediler demiştim. 9.filmde yine ana seriden bir arcı görüyoruz ama bu sefer birebir aynı sahneler yok, araya ufak tefek değişiklikler serpiştirilmiş. Sevimli geyiğimiz, ay pardon Ren geyiğimiz üzerinden prim kasma hesapları gibi geldi bana. One piece zaten haliyle ticaretleşen bir marka (kitaplar, çantalar, figürler, tişörtler vb) ve bu tarz hinlikler görünce ayar oluyorum ama yine de izliyorum! Sanırım bağımlıyım. Chopper’ı, Doktor “Kureha”yı, “Hililuk”u gördüğümüz sahneler duygusal bombardıman zaten. Hele ki Chopper’ın inlemeleri yürek dağlayan cinsinden. Acaba Chopper ölümsüzlüğü bulacak mı? Bu anime bana sorularımın cevaplarını verecek mi; çok merak ediyorum.



10.ONE PİECE FİLM: STRONG WORLD

 Eiiciro Oda’nın senaryosunu yazdığı ilk film olma özelliği taşıyan yapım, One Piece’in 10. yıl şerefine çıkmış. Oda’nın sihirli parmakların değdiği her halinden belli oluyor. Bu filmde yok yok. Hasır Şapka Korsanlarının karşısında Ana seride dahil en güçlü düşmanları bulunmakta. Altın Aslan “Shiki” Roger ile defalarca savaşmış, İmpel Down hapishanesinin 6.katında tutulmuş bir korsan. Üstelik tarihte İmpel Down’dan kaçabilen ilk kişi (Kaçabilmesi için ayaklarını kesmek zorunda kalmış). İkinci kaçan kişinin malum kim olduğu belli, üstelik hiçbir uzvunu kaybetmesine de gerek kalmadı (Magellan dan yediği dayağı saymazsak kazasız atlattı). Shiki’yi 20 yıl aradan sonra ortaya çıkıp “Enies Lobby”yi yok etme hazırlıkları yaptığı dönemde tanıyorlar bizimkiler. Önce tayfa çok seviyor onu ama Nami’yi kaçırıp dümencisi yaptıktan sonra film kopuyor. Daha fazla anlatıp sürpriz bozmak istemiyorum. Çok başarılı bir yapım. Üzerinde çok uğraşıldığı ortada. Beyazsakal, Garp, Sengoku, Mihawk,Kuzan’ın gençliklerini de görüyoruz üstelik. İYİ SEYİRLER

(Bu yazı ilk olarak Sinegazete.net sitesinde yayınlanmıştır)

Yorumlar

Popüler Yayınlar